Mevcut mevzuat ve Yargıtay kararlarına göre, işverenlerin asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilere otomatik zam yapma zorunluluğu bulunmuyor.
Ancak aynı işte ve aynı kıdemle çalışanlar arasında objektif bir gerekçe olmaksızın farklı zam oranları uygulanması, eşit davranma borcunun ihlali sayılabiliyor ve işçiye tazminat ile haklı fesih hakkı doğurabiliyor. KYO Legal Hukuk Bürosu Ortak Avukatı Furkan Ökse, olası hak kayıplarının önüne geçmek için iş sözleşmelerindeki ücret artışı hükümlerinin kritik önem taşıdığına dikkat çekiyor.
Asgari ücretin açıklanmasına kısa bir süre kala, milyonlarca çalışan ve işverenin en çok merak ettiği konuların başında “asgari ücret ve üzerinde maaş alan çalışanların zam hakkı” geliyor. Özellikle yüksek enflasyon ortamında ücretlerin nasıl belirleneceği, zam yapılmamasının hukuki sonuçları ve çalışanlar arasında farklı oranlarda zam uygulanıp uygulanamayacağı yeniden tartışma konusu oluyor.
Asgari Ücret Üzeri Maaşlarda Zam Nasıl Belirleniyor?
KYO Legal Hukuk Bürosu ortak avukatı Furkan Ökse, asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanlar açısından zam sürecinin farklı işlediğine dikkat çekerek, “İş Kanunu’nda, asgari ücretin üzerinde ücret alan işçiler için otomatik bir zam zorunluluğu bulunmuyor. Bu noktada belirleyici olan, işçi ile işveren arasında imzalanan bireysel iş sözleşmesi veya varsa toplu iş sözleşmesi hükümleridir. Eğer sözleşmede ücret artışına ilişkin açık bir düzenleme yer alıyorsa, işveren bu hükme uymakla yükümlüdür ve uygulanacak zam oranı, asgari ücret artış oranına bağlı olmaksızın sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde belirlenebilir. Buna karşılık, sözleşmede zam yapılacağına dair bir hüküm bulunmaması halinde ve çalışanın asgari ücretin üzerinde maaş alması durumunda, zam yapılıp yapılmaması işverenin takdirindedir” diyor.
Zam Yapılmaması Tek Başına Fesih Sebebi Sayılmıyor
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, asgari ücretin üzerinde maaş alan işçilere zam yapılmaması tek başına haklı fesih nedeni oluşturmuyor. Nitekim Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2020 tarihli kararında, işverenin zam yapma yükümlülüğü bulunmadığı özellikle vurgulanırken; zam yapılmamasının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshi için yeterli olmadığına dikkat çekiliyor. Bu nedenle, asgari ücret artış oranında zam yapılmadığı gerekçesiyle iş sözleşmesini fesheden bir işçi, kıdem veya ihbar tazminatına hak kazanamıyor.
Zamda Herkes İçin Aynı Oran Şart mı?
Zam uygulamalarında sıkça gündeme gelen bir diğer konu da çalışanlara farklı oranlarda zam yapılması. Bu noktada devreye, İş Kanunu’nun 5. maddesinde düzenlenen işverenin eşit davranma borcu giriyor. Kanun, işverenin dil, ırk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, din, mezhep gibi nedenlerle ayrımcılık yapmasını açıkça yasaklıyor.
Ancak Yargıtay uygulamasında, her farklı zam uygulamasının otomatik olarak eşit davranma borcuna aykırılık oluşturmadığı görülüyor. Farklı işlerde çalışan, farklı kıdeme sahip olan veya eğitim, sertifika, performans ve sorumluluk düzeyi açısından ayrışan çalışanlara farklı oranlarda zam yapılması, objektif ve haklı nedenlere dayanıyorsa hukuka aykırı kabul edilmiyor.
Buna karşılık, aynı işi yapan, aynı kıdeme sahip çalışanlara, objektif ve makul bir gerekçe olmaksızın farklı oranlarda zam yapılması halinde, eşit işlem borcunun ihlali gündeme gelebiliyor. Bu durumda çalışan, ayrımcılık tazminatı talep edebileceği gibi, somut olayın özelliklerine göre haklı nedenle fesih hakkı da elde edebiliyor.
Yargıtay’ın farklı tarihlerde verdiği kararlar da bu ayrımı net biçimde ortaya koyuyor. Mahkemeler, “eşit iş” kavramını değerlendirirken yalnızca unvanlara değil; çalışanın görev tanımı, kıdemi, aldığı eğitimler, sahip olduğu sertifikalar, performans kriterleri ve sözleşme hükümlerini birlikte dikkate alarak karar veriyor.
Asgari Ücretle Çalışanlar İçin Maaş Güncellemesi Şart
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesi, ücreti “bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından para ile ödenen tutar” olarak tanımlarken, ücretin işçinin emeğinin temel karşılığı olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Aynı Kanun’un 39. maddesi ise asgari ücrete ilişkin düzenlemeyi içeriyor ve asgari ücretin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen ve tüm çalışanlar için bağlayıcı olan bir alt sınır olduğunu vurguluyor. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, asgari ücretle çalışan bir işçinin, asgari ücret artışı sonrasında daha düşük bir ücretle çalıştırılması hukuken mümkün değil. Başka bir ifadeyle, asgari ücrete zam yapılması halinde işverenin, asgari ücret alan çalışanın maaşını yeni belirlenen seviyeye yükseltmesi yasal bir zorunluluk oluyor.
Furkan Ökse: “Zamda Sözleşme Detayı Belirleyici”
KYO Legal Hukuk Bürosu Ortak Avukatı Furkan Ökse, mevcut mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları çerçevesinde, işverenin asgari ücretin üzerinde maaş alan çalışanlara otomatik olarak zam yapma zorunluluğu bulunmadığını vurgulayarak, “Ücret politikaları belirlenirken işverenlerin eşit davranma borcuna uygun hareket etmesi büyük önem taşıyor. Aynı işi yapan ve aynı kıdeme sahip çalışanlar arasında objektif ve makul bir gerekçe olmaksızın farklı zam uygulamalarının, ciddi hukuki riskler doğurabileceği unutulmamalı” dedi. Ökse, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde taraflar arasındaki olası uyuşmazlıkların önüne geçilebilmesi için, iş sözleşmelerine ücret artışlarına ilişkin açık ve net hükümler eklenmesini önererek, “Ücret artış oranının asgari ücret artış oranından az olamayacağına dair bir düzenleme, hem çalışan hem de işveren açısından en güvenli ve öngörülebilir çözüm yolu olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.