Tekstil, “en fazla konkordato riski taşıyan” sektörler listesinde de 195 şirket ile 2. sırada. Sektör temsilcileri dipten dönüş için yılın son çeyreğini işaret ediyor.
Türkiye sanayisinin ve ihracatının lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyimde geçen yıl başlayan istihdam kaybı ve kapanmalar zirve yaptı. Bu yılın ilk çeyreğinde toplam konkordatoların yüzde 10’a yakını sadece tekstil sektöründen gerçekleşti. Söz konusu rakama giyim, halı ve iplik gibi diğer kategoriler de eklendiğinde oran yüzde 15’e kadar yükseldi. Öte yandan verilere göre geçen yıl en fazla konkordato ilan edilen sektörler sıralamasında ikinci sırada yer alan tekstil, bu yıl ilk sıraya yerleşti. Tekstil sektörünü inşaat, mobilya ve tarım izledi. En fazla konkordato riski taşıyan sektörler sıralamasında ise tekstil 195 şirket ile 2. sırada bulunuyor. Son olarak mart ayında Rof Tekstil için ifl as kararı verilirken, İmteks, CNC Tekstil, Durtaş Tekstil, Hazar Tekstil ve MSA Tekstil için de geçici mühlet kararı verildi. EKONOMİ’ye değerlendirme yapan tekstil ve hazır giyim sektörlerinin temsilcileri, ilk yarının sonuna kadar devam etmesi beklenen kapanma ve istihdam kayıplarının yılın son çeyreği itibarıyla dipten dönüş yapmasını bekliyor.
Öte yandan, Türkiye’nin en büyük odalarının konkordatoda alacakların firmaların değil kamu ve banka alacaklarını kapsaması konusunda çalışma yaptığını belirten iş insanları, aksi durumda domino etkisi ile konkordato rüzgarının yaşanacağını vurguladı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2023 yılının tamamında tekstilde 646 şirket faaliyetlerine son verirken, 87 bin kişilik de istihdam çıkışı yaşandı. Giyimde ise kapanan şirket sayısı 2 bini aşarken, istihdam kaybı 111 bin olarak kayıtlara geçti. İki sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı ise 64 binden ocak ayı itibarıyla 60 bin 249’a gerilerken istihdam kaybı da 200 bine yaklaştı. 2023 yılı sonunda 1 milyon 25 bin olan sektörün istihdamı, ocak ayında da erimeye devam etti ve 1 milyon 7 bin 547 oldu. Şubat ve mart aylarında yaşanan istihdam çıkışları ile birlikte bu rakamın 1 milyonun altına indiğini belirten sektör temsilcileri, ikinci yarıdaki toparlanma ile birlikte son çeyrekte istihdamda yeniden artışlarının yaşanacağını dile getirdi.
Takipteki krediler 876 milyon TL arttı
Gelişme sektörün takipteki kredi miktarında yaşanan artışta da kendini gösteriyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre geçen yıl ocak ayında tekstil ve tekstil ürünleri kategorisinde 5 milyar TL seviyesinde seyreden takipteki kredi miktarı, bu yıl şubat ayında yüzde 18,7 artışla 5 milyar 961 milyon TL’ye çıktı. Böylece 1 yıllık süreçte sektörde takipteki kredi miktarı 943 milyon TL arttı.
Kapasite kullanım oranları dipten döndü Merkez Bankası tarafından açıklanan kapasite kullanım oranları, bu yılın ocak ayında tekstilde yüzde 69,5 ile giyimde de yüzde 74,7 ile dip yapmıştı. Tekstil için söz konusu oran son 8 ayın, hazır giyim için de son 2,5 yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçmişti. Ancak iki sektörde son iki ayda iyileşme emareleri gözlenmeye başladı. Mart ayı itibari ile tekstilde kapasite kullanım oranları yüzde 71,8’e çıkarken, giyimde ise söz konusu oran 75,4’e yükseldi. Bir başka önemli veri olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI Anketi ise önümüzdeki döneme dair olumlu bir tablo çizmiyor. Anketin 2024 Şubat ayı verilerine göre istihdamdaki en belirgin azalma, her ikisi aynı oranda olmak üzere giyim ve deri ürünleri ile tekstilde gerçekleşti. Şubat PMI verileri, Türk tekstil firmalarının yeni siparişlerinde ivme kaybının da sürdüğüne işaret etti. Düşüş Ocak ayına göre yavaşlasa da yüksek hızını korudu. Üretimdeki azalma hız kesmesine rağmen istihdamda daralma daha yüksek oranda gerçekleşti. Giyimde ise üretim PMI şubatta azalmaya devam etse de düşüş bir önceki aya göre hız kesti. Bu durum yeni siparişler için de söz konusu. İstihdam ve satın alma faaliyetleri azalmaya devam etti, ancak istihdamdaki gerileme son yedi ayın en düşük oranında gerçekleşti.
TÜRKİYE GİYİM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI RAMAZAN KAYA:
Konfeksiyon ihracatı geçen yılın yüzde 5-10 altında kalabilir
Konfeksiyon ihracatının bu yıl ocak-şubat döneminde %8,6 düştüğünü hatırlatan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGDS) Başkanı Ramazan Kaya, “Avrupalı alıcıların Türkiye’de hareketliliği başladı. Mart bu nedenle biraz daha dengeli gidecek” dedi. Geride kalan dönemde talebin azaldığını hatırlatan Kaya, “Markalar frene basmış, alım adetlerini düşürmüşlerdi. Sebebi de talepsizlik ve stoktu. Bu stoklar eriyor. Ekonomilerde normalleşmenin başlamasının da etkisiyle son çeyrekte talebin yükseleceğini düşünüyoruz. Bu dönemde en önemli sorun maliyetler nedeniyle fi yat tutturamamaktı. Biz de bu maliyetleri düşüremeyeceğimiz için basic işlerden katma değerli işlere yönelmek için çalışmalar yapıyoruz. Daha fazla tasarım, koleksiyon, Ar-Ge ve proje gibi… Zaten giriş seviyesi markalar rakiplere yöneldi. Biz de orta ve üst segmente yöneliyoruz. Son zamanlarda daha butik ve orta ölçekli markalar ile çalışmaya başladık. Değişim ve dönüşümün içindeyiz” şeklinde konuştu. Kaya, konfeksiyon ihracatının geçen yılın yüzde 5-10 altında kalabileceği öngörüsünde bulundu.
TOBB HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖR MECLİSİ BAŞKANI ŞEREF FAYAT:
Mali gücü olmayan firmalar devre dışı kalacak
TOBB Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, ihracat tarafında AB PMI endekslerinde bir miktar kımıldanmanın başladığını belirterek, “Son bir aydır Kızıldeniz’de yaşanan sorunlar ve markaların stoklarının azalması nedeni ile ihracatta çok fazla fi yat sorulan ve hatta orta-üst segmentte sipariş alınmaya başlanan bir döneme yavaş yavaş giriyoruz. İhracatta kur istenen seviyede olmasa da talepte bir gelişme başladı. Bu siparişler yılın ikinci yarısında bize fayda sağlayabilir noktaya geliyor” dedi. Ancak bu sürecin aynı zamanda mali gücü olmayan fi rmaların devre dışı kalacağı bir dönem olacağını anlatan Fayat, şöyle devam etti: “İçerdeki talebin daha da kısılacağını bildiğimiz için konkordato bacağındaki süreç devam edecek. İstihdam kayıpları da ilk yarı sonuna kadar devam eder. Konsolidasyon devam ediyor. Şu an fi rmalar maliyetine ve hatta zararına satış yapıyor. Fiyat artıramıyoruz. Ama orta ve üst segmentte sipariş almaya devam ettikçe önce zararın bittiği sonra da para kazanmaya başlayacağımız bir döneme gireceğiz” diye konuştu.
İSTANBUL TEKSTİL VE HAMMADDELERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İTHİB) BAŞKANI AHMET ÖKSÜZ:
Dip yaptık, bundan sonra yön yukarı
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri ihracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, 4-5 yıl önce iki sektörde 1 milyon istihdam sınırının aşılmasının kutlandığını hatırlatarak, “Şimdi 4-5 yıl önceye döndük. Artık dip yaptığımızı ve bundan sonra artık yukarı çıkışın olacağına inanıyorum. Tabi ekonominin seyri ve kurların artıyor olması da önemli. Bir aydır biraz daha iyi, talep var. Ancak istihdam büyük sorun. Sadece şirketler eleman çıkarmıyor, çalışanlar da kendi istekleri ile çıkış yapıyorlar” dedi. Bu tablonun en önemli sebeplerinden birinin maliyetler nedeni ile fi yat tutturamama olduğunu dile getiren Öksüz, “Bu nedenle Mısır’a gidenler oluyor ama orada verimliliği hesaba kattığınızda bir sürü olumsuzluğu var. Tesis taşımak hazır giyimde tekstile göre biraz daha kolay. Türkiye artık basic işlerle fi yat tutturamaz. Mısır gibi ülkelere kayışın sebeplerinden biri de bu. Türkiye artık daha katma değerli özellikli işlere yönelmeli. Orada şansımız var” ifadelerini kullandı.