1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Güney Koreli araştırmacılara göre 4 ilimiz kuraklık riskiyle karşı karşıya
Güney Koreli araştırmacılara göre 4 ilimiz kuraklık riskiyle karşı karşıya

Güney Koreli araştırmacılara göre 4 ilimiz kuraklık riskiyle karşı karşıya

Güney Kore’de yapılan araştırmaya göre Türkiye’nin bazı illeri önümüzdeki yıllarda “Sıfır Günü Kuraklığı” riskiyle karşı karşıya.

A+A-

Mersin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nadir Dizge, “Adana ve Mersin 2030’da, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050’de içme suyu krizi yaşayabilir. Ciddi önlemler almazsak korkmamız gerekir” uyarısında bulundu.

Türkiye’de su kaynaklarına ilişkin endişeler artıyor. Güney Kore’de yapılan yeni bir araştırmada, Türkiye’nin bazı illerinde “Sıfır Günü Kuraklığı” olarak tanımlanan içme suyu tükenme riski bulunduğu açıklandı.

Araştırmaya göre Adana ve Mersin 2030, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050 yılına kadar ciddi su sıkıntısı yaşayabilir.

Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nadir Dizge, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Yaklaşık 5 yıl sonra kapımızı çalacak. Ciddi önlemler almazsak korkmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

“Sıfır Günü Kuraklığı” nedir?
Prof. Dizge, “Sıfır Günü Kuraklığı”nın literatüre yeni giren bir kavram olduğunu belirterek, “Bu terim, bir şehir veya bölgenin içme suyu kaynağının tükendiği ve musluklardan suyun artık akmadığı günü ifade ediyor” dedi.

Dizge, Adana ve Mersin’in modelleme çalışmalarına göre en riskli bölgeler arasında bulunduğunu vurguladı:

“2030 yılı çok yakın bir gelecek, yaklaşık 5 yıl sonra kapımızı çalacak. Eğer ciddi önlemler almazsak korkmamız gerekir. Ancak her türlü teknoloji mevcut, doğru iş birlikleriyle bu süreci yönetebiliriz.”

“Çözüm için bilgi ve teknolojiye sahibiz”
Prof. Dizge, çözümün ancak bilim, sanayi ve yerel yönetimler arasındaki koordinasyonla mümkün olacağını söyledi.

“Üniversitelerimizde kuraklığı azaltacak ve etkilerini ölçen pek çok çalışma yürütülüyor. Önemli olan bunları bir plan çerçevesinde birleştirmek.” diyen Dizge, şu çağrıyı yaptı:

“Kullanılmış suların geri kazanımı ve döngüsel su yönetimi konularında ciddi bilgi birikimimiz var. Teknolojilerimiz ve firmalarımız bu süreci yönetmeye hazır.”

“Çocuklarımızı suyun önemiyle büyütmeliyiz”
Su bilinci oluşturmanın uzun vadeli bir toplumsal görev olduğunu söyleyen Dizge, “Bilgilendirme temel düzeyde, ilkokul çağından başlamalı. Çocuklarımızı özenle eğitip suyun değerini anlatmalıyız” dedi.

Ayrıca sanayi bölgelerinde ve belediyelerde arıtılan suların yeniden kullanımı ile kentsel kaynakların verimli yönetiminin, su kıtlığının önlenmesinde kritik rol oynayacağını ifade etti.

Vatandaşlar da endişeli
Mersinli vatandaş Nihal Tanış, “Mersin’in su bakımından şanslı bir şehir olduğunu düşünüyorum, ama kırsal bölgelerde sorun yaşanabilir” dedi.

Bir diğer vatandaş Ümit Yalçın ise, “Araştırmayı duyduk ama bize kimse ne yapmamız gerektiğini anlatmıyor. Bilgilendirilirsek biz de önlem alabiliriz” sözleriyle bilinçlendirme eksikliğine dikkat çekti.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.