Kızılay'ın yıkılan tarihi binasının bulunduğu Ankara'nın en işlek noktası olan Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’ndaki arsaya inşa edilen alışveriş merkezi, Yap-İşlet-Devret sözleşmesi ile Karsaklar Gayrimenkul Yatırım İşletme A.Ş’ye devredildi. Devir sözleşmesinde, AVM olması planlanan taşınmazın inşaatının tamamlanması, 21 yıl boyunca işletilmesi ve Kızılay’a devredilmesi öngörüldü. 23 Eylül 2009 tarihli sözleşme, yapım ve işletme olmak üzere iki döneme ayrıldı.
Kızılay ile YİD sözleşmesi imzalayan ve Kızılay AVM’nin yapımına başlayan şirket, 19 Kasım 2009’da Kızılay’a bir tutanak yollayarak sözleşmede değişiklik talep etti. İlk sözleşmede 21 yıllığına 7 milyon 110 bin dolar olarak belirlenen kira tutarını, “Bağış olarak” ödemeyi ve işletme süresinin 25 yıla çıkarılmasını isteyen şirket, 25 yılın sonunda yıllık 400 bin dolardan toplam 10 milyon dolarlık bağış yapmayı taahhüt etti.
Şirketin talebi doğrultusunda kira bedelinin bağışa dönüştürüldüğü sözleşme, sorunları da beraberinde getirdi. Sözleşme hükmü gereğince 2011-2012 dönemi için 200 bin dolar, 2012-2015 dönemi için de her yıl 400 bin dolar ödemekle yükümlü olan şirket, "mali durumundaki bozulmayı" gerekçe göstererek Kızılay’a tek kuruş ödeme yapmadı. Kızılay ve Karsaklar Gayrimenkul Yatırım İşletme A.Ş. davalık oldu.
MAHKEME KIZILAY’I HAKLI BULDU
Kızılay, 2012-2017 döneminde ödenmeyen ve sözleşmede, “bağış” olarak düzenlenen işletme bedeli nedeniyle beş yıl boyunca şirkete beş farklı dava açtı. Davaların tamamı, 2018 yılında Ankara 25’inci Hukuk Mahkemesi’nde birleştirildi. Mahkeme, davanın ticari bir dava olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı aldı. Bunun üzerine dosya, Ankara 5’inci Asliye Ticaret Mahkemesi'ne taşındı. Mahkeme’den, esas dava ve birleşen davalar ile birlikte Kızılay lehine karar çıktı.
ŞİRKET ‘MAĞDURUM’ DEDİ
Kararın gerekçesi, ismi skandallar ile anılan Kızılay’a ait taşınmazdaki kira oyununu gözler önüne serdi. Kızılay’ın da onayıyla kiradan bağışa çevrilen sözleşmenin, şirketin ödeme yapmamasına bahane olarak kullanıldığı öğrenildi. Şirketin avukatı davaya sunduğu dilekçede, şirketin esas amacının AVM’yi sorunsuz şekilde işleterek kâr elde etmek olduğunu belirtti. Kiralamanın ardından AVM’nin de olduğu alanda izinsiz yapılaşmaya gidildiğini ve binanın ruhsatsız olduğunu belirten avukat, şirketin bağışlama iradesinin temelini oluşturan menfaatlerin temin edilemediğini aksine şirketin ciddi boyutlarda mağdur olduğunu savundu. Kızılay'ın ödeme alamadığı şirket, tüm masrafları için Kızılay’dan para iadesi de istedi. Şirketin, “Bağışlama vaadinden döndüğü” kaydedildi.
HEYET ŞİRKETİN KÂRINI ORTAYA ÇIKARDI
Şirketin savunmasının ardından mahkeme bilirkişi heyetine şirketin mali durumuyla ilgili rapor hazırlattı. Bilirkişi heyeti, şirketin kurumlar vergisi beyannamelerini inceledi. İncelemede şirketin 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarında karda olduğu anlaşıldı. Heyetin inceleme raporuna, “Şirket, Kızılay’a taahhüt ettiği bağışı her yıl düzenli ödese dahi beş yılın sonunda 1,5 milyon TL karda olacaktı” notunu düştü.
Mahkeme, şirketin ödeme sözü verdiği bağışı, taahhüt tarihinden itibaren gecikme faizi ile birlikte Kızılay’a ödemesi gerektiğine hükmetti. Şirketin, kararı istinafa taşıdığı ve sürecin devam ettiği belirtildi.
Kaynak: Birgün